Dünya Mirası Efes Antik Şehrine Yolculuk

Topluluğumuzdan, Mesut ŞİMDİ, Murat TÜRKOĞLU, Abdulhamit DACIK ve İhsan KILIÇKAYA, araç ile Cumartesi sabahı ilçemizden hareket ettik. Normalde araç 3 bisiklet almakta ama biz aracı tıka basa doldurup, Murat Hocamın katlanır bisikletini de arka koltuğa yerleştirip yola çıktık. Mesut beyin özel işleri sebebi ile Selçuk İzban durağında kendisini yolcu edip, Selçuk Belediyesi Pamucak Sosyal tesislerinin yolunu tuttuk. Bisikletlerimizi park alanında araçtan indirerek, aracımızı tesiste bırakarak Selçuk İz Ban durağına uzanan 10 km lik bir rotayı pedalladık.

Efes Selçuk Bisikletlileri Derneği, Dernek Başkanı, Sayın Tahsin beyin nazik daveti üzerine plan yaptık. 06.05.2023 tarihinde araçla Selçuk ilçesine gitme kararı aldık. Hafta sonu iki gün sürecek müzikli eğlenceli ve kamplı tur düşüncesi bizi heyecanlandırmaya yetti. Bunun yanında bir rehber eşliğinde Efes Antik Kent gezisi de bizi çok meraklandırdı.

İZBAN durağına geldiğimizde, Eşpedal ve daha birçok bisiklet grubunun trenle Selçuk’a gelmiş olduğunu ve birkaç kişinin daha trende olduğunu ve geleceğini öğrendik. Eski arkadaşlar, dostlar ve uzun zamandır görüşmediğimiz bisiklet dostlarımızı yeniden görmenin neşe ve coşkusu kapladı benliğimizi. Selçuk Bisiklet Derneği başkanımız Tahsin beyle oturup sohbet etme imkanına kavuştuk. Ufak bir kahvaltı ardından sabah kahvemizi içerek yollara düştük. Selçuk girişindeki opet akaryakıt istasyonunun altındaki yoldan narenciye bahçelerinin aralarına daldık. Ciğerlerimizde narenciye çiçek kokuları, tenimizde ılık deniz esintisi ve tertemiz bir asfaltta bisiklet dostlarımız ile pedal basmaya başladık. Şarkılar, türküler, sataşmalar, şakalaşmalar eşliğinde kısa bir mesafe yol gitmiştik ki, sol yanımızda muhteşem bir göl manzarası bizleri karşıladı. Barutçu gölü olarak öğrendiğimiz gölün en güzel noktasında bütün arkadaşlarımızla o anı ölümsüzleştiren onlarca anı hazırladık. Tatlı bir iniş  ile devam ettiğimiz yol bize çetin rampaları çıkaracağını fısıldar gibiydi. Barutçu köyünün kenarından dolaşarak eğile büküle yolumuza devam ederken kalın yapraklı bir ağacın altında onlarca kask dikkatimi çekti. Yaklaştığımda henüz yeni yeni olgunlaşmaya başlayan “yeni dünya” meyvelerinin olgunlaşma çalışanları toplayarak midesine indiren ekip arkadaşlarımı seçebildim. Harika bir çam ağacının altındaki oturaklarda ve yakındaki acıkmış arkadaşlarımızın fotoğraflarını çekerek susuzluğumuzu bir nebze olsun giderdikten sonra yolumuza ince çakıllı bir yoldan devam ettik. Bölgede çalışan çiftçiler bir ay sonra olgunlaşan meyveleri yemeye beklediklerini ifade ettiler. Ufak bir tepeciği aşarken ekip arkadaşlarımızın sol tarafa döndüklerini ve zeytin ağaçlarının aralarına daldıklarını gördüm. Peşlerinden gittiğimde gölün başka bir manzarasında çekirge çoktan salıverilmişti yazıya. J Oğuz YILMAZ eşliğinde göbek atmaya başladık göl manzarasında, kollar havada doğayı gülücüklerimiz ile şenlendirirken bol miktarda fotoğraf ve video çekmeyi de ihmal etmedik.

Bir önceki rampa sevimli ve lezzetli idi ancak gelecek çılgın rampalarında habercisi idi. Göbek attığımız yerden çıkarken, yeni aldığı elektrikli bisikleti ile kuma kapılan Arzu hanım gözemi geldi bilinmez yerle yeksan oldu. Şükürler olsun ki kazayı yara almadan atlattı Arzu Hanım. Yeni bir rampaya sardığımızda ön aktarıcım ve kilitli pedallarım beni inmeye zorladı. Yeni arkadaşlıklarla, hoş sohbetler ve harika mevsim çiçekleri ile aldık demir atımızı yedeğimize ve yürüdük tepeye doğru. Her anın lezzeti ve mutluluğunun başka olduğu çok keyifli zaman geçirirken rampanın bitmeye ve diğer arkadaşlarında yavaşladığını gördük. Sağımızdaki gölün varlığını çok fark edemedik rampanın keyfinden. Gebekirse gölü de gözden kayboldu pedallarımızın altında. Rampanın zirvesinden aşağıya sallandığımızda, yanaklarımız gerilmeye başladı hızlanan bisikletlerimizin rüzgârında. Nar bahçelerinin arasından geçerken virajın güzelliği ve narçiçeklerinin büyüsü ile durup birkaç kare çekmek istedim. Kamera kaydına bastığım anda uzaklardan keyifle inen Mustafa Hocamın kayıp düştüğünü kaydettim. Kayıt kısa sürmüş ve soluğu Mustafa hocamın yanında almıştım. Mustafa hocamın kazayı ufak bir sıyrıkla atlatmış olması beni buruk bir sevince boğdu. Doktorumuz Buket hanımın acil müdahalesi ile bedensel sıyrıklar sarıldı ama yüreğinin yarasını da biz sardık kıymetli arkadaşımızın. 

Döne dolaşa geldik Zeytin Köye. Zeytin köy iki ufak kahvenin arasında minik sevimli ve bir o kadar da modern bir köy. Köy içerisinde, tekel bayisi, kasabı, restoranı olan sevimli bir köy. Attık kendimizi bir kahvenin sert iskemlelerine, birden beliriverdi tombul kahveci yanı başımızda. Kahvemizi sipariş edip başladık koyu bir muhabbete. Bütün pedaldaşlar aynı masanın etrafında dizildiler. Kimisi bisküvi çıkardı, kimisi kuruyemiş. Azda olsa doydu karnımız, enerjimizi toparladık. Akşam ki mangal için kasaba gitmek için kalktık. Bu arada bir traktör teknesinin yanından geçerken, gereksiz yere traktörü sahiplenmiş bir pati dostumuz atarlanıp zavallı Arzu hanımı bacağından ısırdı. Acı ile kavranan arkadaşımıza yine ilk yardımı doktorumuz Buket Hanım yaptı. Bize de yine her zamanki gibi psikolojik destek vermek kaldı.

Dönüş yoluna geçtiğimizde bir de baktık ki, doktor arkadaşımız Buket’in arka dış teker çoktan hakkın rahmetine kavuşmuş ve patlamıştı. Kamp alanına yakın olmamız sebebi ile hava basıp kampa kadar geldik. İç lastiğini arkadaşlar kamp alanında değiştirdiler. Biz bu arada Arzu hanımı aşı yaptırmaya ve mangallık almak ve Mesut beyi karşılamak adına ilçe merkezine arabayla gittik. Aynı anda her işi halledip kamp alanına döndüğümüzde mangal çoktan yakılmış ve Dj Aşkın yerini almıştı.

Mangal başında pedal dostları ile karnımızı doyurup sohbetler ederken başımız hafiften dumanlanmaya ve günün yorgunluğu çıkmaya başladı. Aşkın’ın davetkar melodileri ile sahnenin tozunu gece boyu attırdık. Çadırlarımıza çekildiğimizde geceyi yarılamıştık ve sabah çabuk oldu.

Tan atmış, dalgalar Pamucak sahilini döverken uyandık Pazar sabahına. Bir gün önceden marketten aldıklarımız ve hamarat arkadaşlarımızın paylaştıkları ile kahvaltımızı yaptık. Bisikletlerimizin bakımlarını, ufak tefek aksaklıkları kamp alanında stant açan Sarızeybekler Bisikletten Hakan beyin usta ellerinde yaptırdıktan sonra, Efes Antik Kentine doğru toplu şekilde pedalladık. Önce eskort aracı ve Tahsin Başkanın kızının çekimleri ve müzik eşliğinde antik kente ulaştık. Bizlere detaylı ve öykü tadında antik kenti gezdiren rehberimiz Mustafa beye buradan ne kadar teşekkür etsek azdır.

Antik kent gezisi sonrasında, dostlarla yenen öğle yemeğinin ardından grubu Selçuk’ta bırakarak biz aracımızın yanına kamp alanına pedalladık tekrardan. Bisikletlerimizi aracımıza yükleyerek batan güneşi Pamucak sahilinde bırakarak evimizin yolunu tuttuk.

Harika dostluklar, arkadaşlıklar ve keyifli zaman geçirdiğimiz birçok organizasyon gibi bu organizasyonda akıllarda tatlı bir anı olarak kalacak. Teşekkürler Selçuk Bisikletliler Derneği….